Sayfalar

11 Ekim 2012 Perşembe

Taşınabilir Müzik Devrimi

Dünyayı değiştiren icatlardandır heralde taşınabilir müzik cihazları. Bunları derken Walkman, iPod gibilerden bahsediyorum. Uzun yollarda, koşu bandında, sınıfta, sıkıcı derslerde süper bir çözüm oluyor bu aletler. Mp3 çalarlar da öyle. Gürültü kirliliği ise hiç olmuyor. Bu eski hip hop sever vatandaşların yaptığı gibi, omzumuza koca bir kasetçalar alıp herkese dinlettirmiyoruz müziğimizi.

Bu yazının konusu ise, bu cihazların nasıl bulunduğu, kim tarafından geliştirildiği hikayesi. Hikaye çok eskilere gitmiyor. Zaten biz 90'larda çocuk olanlar, kalem pille çalışan koca koca, tuğla kadar walkman'lerden haberdarız. Bu yazının başlangıcı ise 70'lerin sonu. Yani her şeyin, başlangıcına gidiyoruz.

Walkman olmasaydı, sıkıntı büyüktü. Düşünsenize herkes Justin Bieber dinliyor.

Mitsuro Ida adındaki Sony mühendisi, Japon olduğunu söylememe gerek yok, taşınabilir bir kayıt cihazı yapmak istiyordu. Böylece basın mensupları için çok rahatlık olucaktı ve yüksek satış grafiği bekliyorlardı. Gerçektende öyle oldu, 13cm'ye 9cm büyüklüğünde incecik bir kutu şeklinde olan ilk kayıt cihazı Pressman, yoğun talep çekti.

 1978, Pressman

Pressman, şahaneydi ama mono çalışıyordu. Gazeteciler ise bunun stereo olanını istemeye başladılar. Özellikle de radyo gazetecileri, radyoda yayınlayacakları için iyi bir ses kalitesine ihtiyaç duyuyorlardı. Sony'de bunun üzerine, aynı boyutlarda ama daha teknolojik bir iş çıkarmaya çalıştı. Stereo olması için 2 hoparlör koymaları gerekiyordu ama bu seferde kayıt yapan parçası kasaya sığmıyordu. Bu ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandı. 

Mitsuro Ido, bu başarısızlık için çokta üzülmedi. Aslında bu prototipi sakladı ve kaset takarak denemeye başladı. Bu sırada ekibindeki diğer mühendisler, yeni cihaz için çalışmaya başlamışlardı. Ido'nun büyük şaşkınlığı ise, ses kalitesinin beklentinin çok üzerinde iyi olmasıydı. 

Bir gün Masaru Ibuka, ortalıkta amaçsız gezinip olan biteni inceliyordu. Kendisi Akio Morito ile şirketi kuran kişiydi, yani Sony onundu. Pekala zaman içersinde şirket faaliyetlerindeki etkisi azaldı ve onursal başkan olarak görevine devam etti. Tabii can sıkıntısı heralde, Pressman cihazı üzerinde çalışan mühendisleri takip ediyordu. O başarısız ilk denemeyi aldı ve müziği açtı ve şöyle dedi "Bu harika küçük kasetçaları nereden buldunuz? Sesi çok güzel geliyor".

 Masaru Ibuka ve Akio Morito

Ibuka, şirketin her yerini biliyordu. Başka bir yapılan ploje aklına geldi. Yoshiyuki Kamon isimli mühendisin yaptığı, taşınabilir hoparlör seti. Böylece bizler Voltron'a ulaşacaktık. Ibuka, bu iki cihazın, yani pressman ise bu hoparlörün birleştirilmesini önerdi. Kulaklık daha az güçle çalışacağından pil daha uzun süre dayanacaktı ve sesi daha kaliteli olacaktı. 

Lakin mühendisler bu işe pek katılmadı. Kayıt yapamayan bir pressman ne işe yarardı ki?! Daha öncekilerin yaptığının daha azını yapan bir cihazı neden piyasaya sürmek istesinlerki diye düşünüyorlardı. Ibuka ortağı Morito'nun yanına gitti, cihazı gösterdi. Morito'da ihtiyarlar dostuyla aynı fikirdeydi. 

Firma, hemen işe koyuldu. Her ne kadar çoğu çalışanları bu işin bir fiyasko olacağını düşünüyorsa da, pazarlama departmanı buna çok karşı çıkıyorsa da, patronlarına bir şey diyemediler. 1979 yılında walkman, Amerika'da Soundabout, İngiltere'de ise Stowaway ismiyle piyasaya sürüldü. 

Taşınabilir müziğin anası, Soundabout.

Hoparlör varken neden insanlar kulaklık kullanmak istesinler ki? Kimsenin kafası bunu almıyordu. Zaten her şeyde buna karşı çıkanların istediği gibi gitti. Kasetçalarlar hala çok satılırken, bizim Soundabout, raflarda çürüyordu. Pazarlamacılar haklıydı galiba. 

Derken, beyaz yakalı şehir çocukları bu aleti keşfetti. İşe giderken, sabah sporu yaparken müzik dinlemek çok keyifliydi. İlk 30 binlik üretim anında bitti, Sony ürün yetiştiremiyordu. Böylece Sony, dünyanı değiştiren bir icat daha yapmış oldu ve biz taşınabilir müzik ile tanıştık.

1 yorum:

  1. şahane bir başlık ve yorum olmuş ellerine fikrine sağlık..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...