Sayfalar

27 Ocak 2012 Cuma

Super Amatörler: TeNeKe

TNK grubunu biliyorsunuz. Duygusal bakan kumral bir vokalistleri var, birde Jack Black benzeri bir bass çalarları. İlk onları duyduğumuzda "Elveda De" adlı bir şarkıyla bizlere merhaba demişlerdi. Klip güzeldi şarkı eğlenceliydi. Pekala çoğu müzik patronu gibi onların patronlarıda parasını sokağa atmak istemiyordu ve güvendiği grubu bir klip ile oyuna sürdü.


Elveda De çok sevildi. Durmadan TVlerde çıkıyordu, bi zde bu çocukları sevmiştik, ilgiyle izliyorduk. Sevimli, sempatik çocuklardı ve Türkiye'de bir ilk, asi durmuyorlardı. Sert bakışları, aykırı kıyafetleri yoktu. İyi aile çocuğu olan 4 üniversiteli genç gibiydiler. Aslında çoğumuz gibiydiler. Nitekim bu şarkı tutulunca albümcükleri hemen piyasaya sürüldü. Daha doğrusu EP'leri.


EP'nin anlamı, süre olarak albüm uzunluğunda olmayan çalışmalara verilen addır. Extended Play yani açılımı. TNK'nin EP'side 4 şarkılıktı. 10 şarkıya tamamlayamamış adamlar herhalde. Ya da 4 şarkı kaydetmişler kendi imkanlarıyla, bir yapımcı bunlara şans veriyor single çıkarsınlar diye. Klip tutunca da elinde kayıtlı olan bu 4 şarkıyı piyasaya sürüyorlar. Bu yüzden "süper amatör" diyoruz onlara. Bir arkadaşımın bulduğu bir laf bu ama benim de çok hoşuma gitti. Adamların amatör ruhu çokça hissediliyor ama kayıt ve düzenlemelere bakınca amatörden iyiler, profesyönelden kötüler. Süper amatörler. Albüm kapakları da tam bir alternatif rock kapağı.


Sonra biz "Türk rockının en iyi grubu olmaya aday" süper amatörler TNK'den albüm beklerden Söyle Ruhum albümü ve aynı adı taşıyan single çalışması piyasaya düşüyor. Daha sonra bir 2. klip çekliyor başka bir şarkıya. İşte burada TNK bizi kaybediyor çünkü adamlar büyümüş. İmaj kaygısına girmişler. Profesyonel olmuşlar anlayacağınız. Bakın 2 albümlerinin kapaklarına ve 7 farkı bulun. İşte artık eskisi kadar içimi açmıyor bu adamlar...

Özcan Deniz, fantazi müzik imajını atamıyor.

Özcan Deniz kimdir? "Hadi hadi meleğim uç da göreyim"dir Özcan Deniz. Özcan Deniz bir ara her yerde benzerlerini görmemizi sağlayan Asmalı Konak'tır. Seymen Agadır. Özcan Deniz ilk başladığı gündendir kendini durmadan geliştiriyor ve bu çektiği, oynadığı filmlerin yanında yaptığı müziğede yansıdı. Adam önce burnunu yaptırdı, o doğulu imajını sildi tipinden. Yani birazcık sildi. Olduğu kadar. Ama o şivesini atamadı. Pekala bu ona dert oldu. Kime sorsan adam hala fantazi müzik sanatçısı, o ise bu konuda diretiyor. Onun suçu yok bizimkiler anlamaz bundan. Ben onun "Sevdanın Rengi" adlı şarkısını dinlemiştim de kendi kendime "yahu bu şarkı pop ama adam bu şiveyle ancak böyle söyleyebilir"demiştim...


Şarkının klibi de öyle fantazi müzik gibisinden değildi. Gayet pop bir klipti. 3. sınıf Türk filmlerinden kopma ayrılık sahneleri yoktu. Evinde Özcan'ı düşünüp ağlayan bir kız yoktu mesela. Şarkı beğenilmişti ve albümünün promosyonu için çeşitli kanallara çıkıyordu Özcan Deniz. Bende SkyTv'de yakalamıştım onu bir sabah. Hanfendi soruyor Özcan yanıtlıyordu. Müzik tarzından fantazi diye bahsedince Özcan düzeltme yaptı. Dedi ki...


..."Benim yaptığım fantazi müzik değil". Dediğine göre -ki bende yüzde 100 katılıyorum- yaptığı müzik etnik popmuş. Ben saf pop yapıyorum dememesini ve müziğini konumlandırdığı yeri tam olarak cuk oturmuş buluyorum. Özcan Deniz'in yaptığı müzikte altyapılar poptur, burada kullandığı enstrumanlar akustik gitar ve bateri gibi bu müziğin Avrupalı örneklerinde çokça olan enstrumanlardır. Pekala Özcan Deniz'in yorumu ve bazı yerel enstrumanların sıkça kullanılması durumu, algıyı hala fantazi müziğe yönlendiriyor.


Deniz devam eden konuşmasında bu müzik tarzını dünyada yapan belli başlı isimler olduğunu söylüyor ve örnek olarak Cheb Mami'yi veriyordu. Hepimiz Cheb Mami'yi Sting'in meşhur Desert Rose şarkısından biliyoruz. Hatta albüm kitapçığında ( Sting - Brand New Day albümü ) Mami'nin söylediği kısımlar arapça olarak yazıyordu. Bunun yanında Deniz'in bahsettiği albümünün kapağındaki fotografı da bir fantazi müzik sanatçısının çok ötesindeydi. Hatta albümün adı olan "Ses ve Ayrılık"ta bir fantazi müzik albümü için fazla cool duruyordu. Bir sene sonrada yılın (2005) en çok satan albümü ödülünü Muyap'tan alıyordu. Pekala halen fantazi müzik sanatçısıdır halkın gözünde.



Beni şaşırtan nokta ise bu adamın dünden bugüne kendini nasıl geliştirdiği. Adam sadece kaliteli işler yapmak konusunda değil, magazinel programlarda bulunmayarak da sınıf atladı. Dünkü fantazi müzik çocuğu bugün gayet entellektüel laflar edebiliyor. Beni şaşırtıyorsun Özcan Deniz. Hem de çok!

110 diye bir grup vardı...

110 grubu ülkemizde göz önüne çıkacak kadar başarılı olan belki de tek elektronik altyapılı rock grubu. Ben onları çoğumuz gibi ilk klip şarkıları "Bitti mi?" ile tanıdım. Gayet başarılı bir klipti ve şarkı da fena değildi. Pekala beni çeken bu şarkı olmadı. İkinci klip şarkıları vardı "Özledim Seni", işte o tam damardı.

"Söyleyecek çok sözüm vardı,
Hepsi yarım kaldı.
Neler ummuştum hayattan,
Elimde ne kaldı.
Kırılan kalbim miydi yoksa,
Karnımdaki bu sancıyla,
Küflenmiş ruhum unutmadı.
Unutmadı seni hala..."

İşte şarkının bu kısmı beni kalbimden vuruyor ve gidip tıpış tıpış albümünü aldırtıyordu. Albüm de taş gibiydi. Pekala elektronik altyapılı müzik yapmak zordur. Genelde bu tarz gruplar altyapıda kullanacakları bir sample'ı yapıştırır sonra da bunun yeterli olduğuna kendilerini inandırıp ortaya çıkarlar. 110, bu amatörlüğü atmış bir gruptu ve şarkıları düzenleme olarak vasatın üstüne çıkmakla beraber beste anlamında da kaliteliydi. Ülke standardlarında 5 üzerinden 4 yıldızlık bir albümdür.


Sonra 2. albümleri geldi. İlk single'ları fena değildi ama zaten elektronik müzikle pek bir bağım yok. Bundandır çabuk vazgeçtim 110'dan. Pekala albüm çıkmadan myspace sayfalarında albümün kapağı vardı. Hayatımda bu kadar manasız bir albüm kapağı görmedim. Yani şuna bir bakar mısınız!? 2 çubuk ve 1 yuvarlaktan oluşan soyutlanmış bir 110 yazısı ve arka planda manasız yeşil çizgiler var. Bana hiç bir şey anlatmıyor. Pekala ülkemizde albüm kapağı kelle demektir. Bizim ülkemizde hangi tarz müzik yaptığınız önemli değil. Albüm kapağında kelle vardır. Eğer grupsanız grup üyelerinin kelleleri vardır. Bir sürü kelledir albüm kapağı. 110 bu olaya girmiyor ama başarısız bir iş çıkarmışlar. Taktir edemeyeceğim.

24 Ocak 2012 Salı

New Radicals diye bir grup vardı...

Sene 1999 yılıydı yanılmıyorsam bir İngiliz grubu çıkıyor piyasaya. Bir vokalistleri var şapkalı sempatik biri. Biraz dikkatli bakınca görüyoruz ki tshirtünü ters giymiş. Şarkılarının adı "You get What you give" şarkı eğlenceli bir şarkı. Klibinde bir alışveriş merkezini basan bir grup genç var. Hayvanları kafeslerden çıkarıp takım elbiseli sıkıcı tipleri boşalan kafeslere sokuyorlar. McDonald's 'ta dondurma makinesine kafayı dayıyorlar ve bir sürü anarşik hareketle şarkılarını seslendiriyorlar.


İşte bu şarkının olduğu güzel albüm "Maybe You've Been Brainwashed Too", piyasaya çıkıyor ve satışları da fena gitmiyor. Vokalistleri önceden 2 solo albüm yapmış olan Gregg Alexandre. Adam tutunamayınca şarkı yazarlığı yapıyor New Radicals tutuyor ama nedense grubu dağıtıyor. Sonra yine şarkı yazarlığına dönüyor. Hatta Santana & Michelle Branch düeti Game of Love onun şarkısıdır ve en iyi şarkı Grammy'sini de götürmüştür bununla.


2. single Someday We'll Know gelir sonradan, bu şarkı da samimi güzel bir şarkı. Mandy Moore ile düet şeklinde seslendirdikleri bir versiyonu daha mevcut.

Bloglarımı yazarken çok dinliyorum da, ondan yazayım dedim aslında. Bu albümü bir yerlerden edinirseniz severseniz. Tabii önce bir youtube'dan dinleyin derim. Ne de olsa zevkler renkler tartışılmaz.

23 Ocak 2012 Pazartesi

Cartel'den günümüze Rap müziğin değişimi

Bence Cartel güzel gruptu. Henüz albüm satılan dönemlerdi, Mp3 yoktu. Türkiye onları çok sevdi. Halen en çok satan Türkçe rap albümüdür Türkiye'de o albüm. Yanılmıyorsam 1 milyonu da geçmiştir satışı. Bunun yanında dağılmalarının sebebini bilmiyorum. Pekala geçen sene yeni bir albüm yaptılar. "Evdeki Ses" ile tekrar gündeme gelince adamlara albüm fırsatı doğdu.Orada da işler istedikleri gibi gitmedi. Çünkü rap dinleyicisi değişti.

Hangimiz 1995 yılında Cartel'i sevmedik ki?! Her yerde Cartel Tshirtleri satılıyordu. İlk rap denemeleri MFÖ ile başlıyor (Ali Desidero) ama batılı anlamda gerçek rap müziği su üstüne çıkaran tabii ki Cartel grubudur.

Bir de Türkrap müziği için önemli bir noktadır: Cartel, Almancı şivesiyle Türkçe Rap yapıyordu ve onları taklit eden bir sürü genç de, Türkçeleri düzgün olmasına rağmen Almancı gibi rap yapıp onları taklit etmeye başladı. Sagopa ve Ceza'nın içinde olduğu 2. Türkçerap patlamasında ise artık Türkçe, İstanbul şivesiyle kullanılıyor oldu. Zaten onlar türkçe rap dinleyicisinin değişmesine yol açtı -ki iyi oldu. Cartel bundandır son albümüyle tutunamadı. Günümüzde ise Fuat gibi acayip adamlar (oh yeah men!) Almancı şivesiyle rap'e devam ediyorlar.

Fuat: Oh yeah man!Puanım sana doğuz kanka!"

Zaten ticari olarak rap müziğin alıcısı sınırlı. Hammer müzikten biriyle konuşmuştum.Ceza - Rapstar albümünün 50bin sattığını söyledi. Bugün Deniz Seki, Gökhan Tepe gibi orta sıra popçuların satış rakamlarıyla aynı bu. Serdar Ortaç, İbrahim Tatlıses 250bin civarı satıyor. Lakin Serdar Ortaç'ın mesafe albümü ("Binlerce dansöz var" olan albüm) 450bin satmıştı, Müyap'ın gecesinde açıklamıştı. Mesafe albümü Serdar Ortaç'ın albümleri arasında en göz önündekilerden biri ve bu download çılgınlığı yıllarda çok iyi sattı diyebiliriz. Pekala İsmail YK ilk albümüyle (yoksa ben zurna mıyım dediği albüm) 900bin satmıştı. Arada böyle ani patlamalar da oluyor. Konuya döneyim :DCeza, mainstream görüldüğü için, medyatik durduğu için fazla eleştirilmişti. Burcu Güneş'le eller havaya bir şarkıda rap yaptı. Orada da çok eleştrildi ve konuya "şarkının düzenlemesi benim tarzıma göreydi ve şarkı çok güzeldi ama albüme o şekilde koymamışlar bundan haberim olmadı" gibi bir savunma yapmıştı. Rap müzik dinleyicileri müzik tarzlarının hep underground kalmasını istiyor. Belli bir kitlenin elinde dolaşsın istiyorlar ve Ceza gibi tvlerde çok çıkmaya başlayınca da şikayet etmeye başlıyorlar.

Bu arkadaş Jay-Z değil, pekala Burcu Güneş'te zenci gırtlağı var ama o da Beyoncé değil. "Sahilde" şarkısı orta üstü bir pop şarkısı olmasına rağmen Pop-Rap düeti için kötü bir denemeydi.

Annelerin en sevdiği popçu Tarkan da Wyclef Jean ile düet yapmıştı.  "Why Don't We (Aman Aman)" şarkısını, Tarkan'ın İngilizce albümü Come Closer'da dinlemiştik. Pek kişi farketmese de Wyclef'in adının albüm kapakçığında yanlış yazılması hoş olmamıştı. Dünyaca ünlü bir adamı bulmuşsun bari adını doğru yaz di mi?!

Bu yüzden ülkede rap müzik ticari olarak bir yere gelir mi bilemiyorum. Günümüz şartlarında en fazla 50bin satıyorlar. Pekala rap öğelerini abzürd şekillerde de olsa kullanan İsmail yk 900bin, Manga ise 250bin satabiliyor. Bu yüzden Cartel, Sagopa bu kadar satabilir. Rap müziğin doğası bu. Onların klasik rap kafasıyla bu ülkede gelebilecekleri en uç nokta bu. Kitleleri de böyle istiyor.

 Yazının neresine ekleyeceğimi bilemedim. Bu bahsettiğim 2. rap müzik patlamasının altyapısını hazırlayan adam Turbo'dur. (Gerçek adını unuttum) Kendisi bugün de bildiğimiz çoğu rap müzisyenini bizlere tanıtan Yeraltı Operasyonu adındaki toplama albümü hazırlayan adamdır. Bunun yanında bluejean adlı dergideki bölümünde rap müziğin tarihini, kültürünü okuyuculara anlatan ve doğru yerleşmesini sağlayan rap müzik gönüllülerinden biridir. Albüm sadece kaset olarak basıldı. 90'lı yılların sonuydu. Şanslıyım bir kopyası bende var. Helal sana Turbo! RESPECT!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...