Sayfalar

23 Şubat 2015 Pazartesi

2015 Oscar Ödülleri

Herkes gibi ben de Birdman'in ödülü alacağını hissediyordum. Ben de herkes gibi Michael Keaton'a üzüldüm. Adam kendini oynadı ama yine de ödül alamadı. Filmde baştan sona çalan davulcu şahane bir iş çıkarmış. Böyle bir riski az yönetmen alırdı.

Bunun yanında Whiplash de harikaydı. Oradaki esas oğlanın ortalarda gözükmemesine üzüldüm. Herkes "yetenekten başka hiç bir şeye değer vermeyen müzik hocası" rolündeki J.K.Simmons'ın Oscar alacağına emindi. Şahane iş çıkarmış.


Christopher Nolan yine barajı aşamadı. Bu tarzda işlerle Oscar alamayacak herhalde. Belki de formülü yanlıştır.

Her şey yerli yerindeydi ama hakkı yenen bir film vardı: Lego Movie!

Big Hero 6 sempatik bir film ama kesinlikle Lego Movie veya How to Train Your Dragon 2'den iyi değildi. İşin aslı Lego Movie, yarattığı dünya ile gerçekten yaratıcı bir iş çıkarmış. Dinamizmi, ilerleyişi, dialogları... her şey harikaydı. Belki de tek sorun Lego Movie'nin bir buçuk saatlik dev bir reklamdan ibaret olmasıydı. Zaten bu seneki ödül töreni de tam bir Lego reklamına dönüşmüş.


Genel olarak bu sene güzel filmler izledik. American Sniper gibi milliyetçilik pompalayan bir film tek ödülle yetindi ya, bu bile bir ilerlemedir bu ödül töreni için.

Yalnız Nuri Bilge Ceylan'ımız şahanesi Kış Uykusu'yla adaylığı fazlasıyla hakediyordu. Keşke o da olsaydı listede.

18 Şubat 2015 Çarşamba

Ülkemizden Güzel Sesler: Soaked

Ülkemizdeki alternatif işler eskiden sadece rock müziğe özgüyken artık her tarzdan bir şeyler şeçmek mümkün. Soaked grubu, bilmesek, Kuzey Amerika'dan çıkma sanırız, öyle bir iş yapmış. Bir sürü sanatçı takılan egoist tipi izleyeceğime Soaked dinlerim. Ben keyif aldım yaptıkları işten. Biraz ülkemizde ne var ne yok merak edenler de bir şans versin derim. Zaten klip gayet başarılı!


17 Şubat 2015 Salı

İzlanda'dan Müzik (Icelandic Music)

Yapılacaklar listemde İzlanda'ya gitmek ve o şahane doğasını yürüyerek gezmek, görmek var. Aurorası, kaplıcaları ve şahane müzisyenleriyle tam benim gibi içe kapanık ruhlara hitap ediyor.

Ben de ben bu şahaneleri keşfettim diye bencillik etmeyeyim dedim size de sundum. Tahminim bazısını duymuşsunuzdur ama olsun, bilmeyene bildirelim. Merak etmeyin Björk olmayacak.

 

Bu kısa listemde sizlere Hjaltalin'in içli kemanlarla bizi karşıladığı On The Peninsula'sı ile merhaba demek istiyorum. Daha sonra biraz havayı ısıtalım dedim, hop! Vio geliyor. İzlanda'nın yenilerinden ama gelecek var bu adamlarda. 

Ardından daha da poplaşıyoruz, Lay Low ile devam ediyoruz. Samaris ile tekrardan Hjaltalin'de de yaşadığımız İzlanda tipi melankoliye geri dönüyorum yalnız biraz daha elektronik var.

Of Monster and Men beni sıkıyor ama popüler bir şeyler de olsun diye koyuverdim listeye. Seabear ise farklı bir tat olsun diyeydi. 

Muhteşem finali ise havai fişeklerle yapmak istedim. İzlanda'nın bi' tanesi Sigur Ros, geceyi aydınlatıyor ve tekrar tekrar dinleme isteği uyandıran tohumu ekiyor.

Umarım siz de İzlandalıları benim kadar çok seversiniz. Tekrar merhaba. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...