Sayfalar

10 Şubat 2013 Pazar

Masumiyet Müzesi Şarkıları

Orhan Pamuk'u seviyor muyum bilmiyorum. Pek haz etmiyorum. Yine de bir tan Nobel'li yazarımız var, en azından bir tane kitabını okumak bilmek gerekir diye düşünüyorum. Belki çoğumuz "Nobel'i nasıl aldı biliyoruz" eleştirisinde bulunucaktır ama bu ayrı bir tartışma konusu.

Bu yazının nedeni ise, bir dönem kitabının, Masumiyet Müzesi'nin içerisindeki şarkıları sizlere sunmak. Kitabın içerik olarak çok dolu bir eser olmadığını ve bir çok melodramik Türk filmi klişesini içerdiğini  söylemeliyim. Bunun dışında yine 1. tekil şahıs üzerinden yazıldığını ve çok kolay okunan ve akıcı bir dili olduğunu ekliyeyim.





 Müzesi açılacak kadar önemli bir kitap mı tartışılır. Lakin kitapta bahsedilen müze kavramı, gayet doyurucu ve müzelerin varlığını amacını çok güzel bize açıklıyor. Pekala daireye kurulan müze ne kadar lazım tartışılır. Aslında kitabı okuduktan sonra insan bir merak ediyor ama üzerinden bir süre geçince bu iştahınız geçiyor. Çünkü eser kurgusal ve müze kurgular üzerine kurulmuş.

Konumuza yani şarkılarına dönersek. Sanırım Orhan Pamuk sanırım kendi sevdiği şarkıları, parçaları koymuş bu kitabına. Bir ölüm ve Mozart'tan Cenaze Marşı ile başlıyor zaten kitap. Daha sonra o yılların meşhur gruplarından Gümüş Yapraklar var. Boğazdan Bir Akşam ve O Yazdan Bir hatıra şarkılarıyla.

 Kitabı okudukça Levent Yüksel'in Zalim klibi aklıma geldi.

 Açıkçası bu yazıyı yazma nedenim. Şarkıların gerçekten çok güzel seçilmiş olduğu ve dönemi yansıtması. Bence müze yerine, toplama albüm yapsalar şahane olurmuş. kitapçığında neden o şarkıların seçildiğini Orhan Pamuk el yazısı ile yazsa mesela...

Devam edeyim. Tabii bir gençlik hikayesi ya bu, partiler olmazsa olmaz. Simon and Garfunkel'in o Orhan Pamuk'un sevdiği şarkıları var kitapta. Hatta bir karakterimiz albüm kapağını çok beğenmiş. Daha sonra Elvis Presley, duyulmasa da bir yerlerde ne yazık ölüm haberiyle romandan akıp geçiyor.


Selahattin Pınar'ın Nereden Sevdim O Zalim Kadını, Eski Dostlar ve Ama Sen Arkadaşımın Aşkısın parçalarıda o bizim aşk acımıza dem vuruyor, melodramik ortama tuz ekiyor. Orhan Baba'dan Batsın Bu Dünya'da arada girip, bir hoşluk ta yapıyor.

Daha sonra Emel Sayın, Zeki Müren ve Müzeyyen Senar (Benzemez Kimse Sana) anılıyor. Zaten burada ben fena oluyorum. Diyorumki 2 CD'lik bir Masumiyet Müzesi Şarkıları albümü şahane olurdu. Birinde Türkçe olanlar, diğerinde İngilizce.

Bunların dışında kurgu karakter Papatya'nın da Kırık Hayatlar şarkısıyla kitaba katkı yaptığını belirtmek isterim.

Yazının sonuna gelirsek, beni düşündüren konu Orhan Pamuk'un bu kitabı kime yazdığı. Bence Türkiye'ye yazılmış bir kitap değil. Zaten müze ziyaretçilerinin çoğu yabancıymış. Kısacası, Orhan Pamuk'u başka ülkelerde ağzı açık okuyacak insan çok vardır. Lakin bu takıntılı bir aşkı anlatan melodramik filmi biz çokça görmüştük.

2 yorum:

  1. Mozart yok Shopen, dikkatli olalim...

    YanıtlaSil
  2. Bir edebiyat eserinin üzerine yorum yapıp da bu kadar kötü bir Türkçe kullanmak...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...