Osho diyor ki; "Yaşamın sunabileceği doruklara ulaşmış,
keyfini sürmüşsen, yaşamın coşkulu bir deneyime dönüşmüşse, içinde bir şiiri,
bir şarkıyı, bir festivali, bir seremoniyi hissetmişsen ve her anını doyasıya
yaşamışsan, zamandan korkmazsın ve tüm korkular kaybolur. Yaşanmamış bir yaşam,
ölüme güç verir. Ve doyasıya yaşanmış bir yaşam, ölümün tüm gücünü alır." Checklist demiştik bir önceki yazıda. Ama bence checklistler
değil mühim olan. Mühim olan doya doya yaşamak. Katılıyorum Osho'ya.
Sokamadıysan eğer hayatına seni keyiflendiren bir an, bir heyecan, bir macera,
yazık bunca geçen zamana. Çünkü hayat çok güzel.
Giderek artan fiyatlarıyla David Guetta Küçükçiftlik Park
biletine sonunda sahip olmuştuk! Tardu'nun bana sürprizi, nasıl sonuçlanacağına
dair giderek heyecanımı arttırıyordu. Plana göre, 4 Mayıs'ta iş çıkışında apar
topar havaalanına koşacaktık, yetişmek bir dert, Atatürk yerine Sabiha'ya inip
oradan karşı tarafa geçebilmek ayrı dert, ama en büyük dert otobüsle olacak 10
saatlik dönüş yolculuğu olacak diye hesaplar peşindeyken nasıl bir konser
olacağını hiç düşünmüyordum. Aklımdaki tek şey, "İyi güzel gidiyoruz da
100 200 kişi gider, kim benim kadar saf ki, insanlar gidip kulüplerde barlarda
dinler Guetta'sını!" idi.
Geceden görüntüler