Orkestra yaptıkları müziğe "Sebze Tarzı" diyor. Grup bu güne kadar dünyanın her köşesinde konser vermiş. 2000 yılından bu yana turluyorlar. Tek amaçları "yaratıcılığın sınırının olmadığı"nı göstermek.
Kuruluş hikayeleride bu kadar acayipliğin yanında çokta farklı değil. Üyelerden ikisi pazarda gezerken eline bir havuç alıyor ve diğerine "neden bunlarla müzik yapmıyoruz?" diye soruyor. Pazar alışverişini eve taşıyorlar ve sebzelere bakarak nasıl şeyler ortaya çıkarabileceklerini düşünüyorlar. Tabii sebzeler çürüdüklerinden durmadan yenisini yapmak zorunda kalıyorlar. Mesela bir salatalık 13 dakikada bir müzik aletine dönüşürken, bir domates yarım saati buluyor. Hiç dokunmadan kullandıkları sebzelerde var tabii.
Tabii bu enstruman yapımı ve aynı sesi tekrar elde etme işlemi biraz zahmetli oluyor. Yeni seslere uygun yeni şarkılar yazıyorlar. Demek istediğim çoğu müzisyenden çok daha ağır çalışıyorlar ama pek şikayet etmiyorlar. Ayrıca ben eminim, en sağlıklı müzisyenler bu gruptandır.
Dünyada her şeyin bir amacı var galiba. Biraz yaratıcılık olunca şu dünyayı baştan yaratmak hiç zor değil. İşte sanatçıların farkıda burada zaten. Bizim gördüğümüze muhteşem bir şey katıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder