Bazı şarkılar vardır, en zayıf en hüzünlü anlarınızda vurur sizi. Siz belki de hiç farketmeden, zihninize giriverir öylece. Çok sevmeniz gerekmez ne şarkıyı ne söyleyeni. Anlamına çok takılmazsınız, durumunuza uygun mu değil mi düşünmezsiniz. Bir kaç kelimedir sizi bağlayan o şarkıya. Onca kelime arasından onları seçersiniz, onlar yakın gelir, zihin tekrarlayıp durur, gerisi boş. Herkesin vardır öyle şarkıları. Bazen bir günlüktür ömrü, bazen bir ömür.
İşte tam uzun süredir hiç bu kadar hüzünlü olmamışken girdi aklıma, Sıla'nın Boş Yere şarkısı. Ne hayata bir kinim var ne de oldu. Kahırlar içinde de değilim, hiç olmam. Sadece "Bomboş kalbimin odaları bomboş,halsiz hissiz nasıl bu kadar loş" diye başladığı için ve içinde bulunduğum "bugün"e uyduğu için takıldı kaldı aklıma. Yoksa şarkının geri kalanıyla hiç örtüşmüyor günüm. Ben bugün bu şarkıda karşılıklı rakı içerim arkadaş. Şarkıya çok bayıldığımdan değil ama uzun süredir hiç bu kadar halsiz,hissiz,bomboş olmadığımdan tutun(l)dum bu arabeske.Hayatta bazen arabesk olmak da güzel. Buhran dönemleri elbet bir gün biter. Yeter ki insanı hayata tutunduran bir şeyleri olsun,en bomboş, en hissiz anlarınızın yarınlarına uyanabilmek için umudunuz olsun,sevdiğiniz,vazgeçemediğiniz,özlediğiniz,beklediğiniz birileri olsun. Hayat dedikleri nedir ki, acır acır ama öldürmez. Ne yapalım, bugün de böyle efkarlı bir yazı çıktı elimden. Daha pozitif günlere kadehimi kaldırıyorum. Şerefe!
Bomboş kalbimin odaları bomboş
Halsiz hissiz, nasıl bu kadar loş
Gece insafsız benden bile sarhoş
Sabahladım yedi gece durmadan üst üste
Gittiği yerden arar diye
Çok vicdansız, geceden bile sarhoş
Fazla, hep dahasına meyilimiz
Bakma bize düşman kendimiziz
Ben sana nerden tutuldum
Yokluğunda hem nasıl duruldum
Sağ elimi solumla avuttum
Boş yere, boş yere
Hep boş yere
Kızmam eloğlu değilsin ki
Şahaneyim demedin ki
Olmadı kabul farkındayız en azından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder